Yöneticilerin dostlarıyla ilişkileri nasıl olmalıdır?

Yapılan bu zulüm ve haksızlığı önlemek için etrafta dolaşan özel dostlarına ve yakınlarına toprak vermemelisin

<Yöneticilerin dostlarıyla ilişkileri nasıl olmalıdır?

İmam Ali (a.s) buyurdu ki; "Valilerin sorumsuzca hareket eden öyle özel dostları vardır ki, bunlar halka zulmeder, düşmanca davranır ve onları insafsızca ezmeye çalışırlar.
 
Yapılan bu zulüm ve haksızlığı önlemek için etrafta dolaşan özel dostlarına ve yakınlarına toprak vermemelisin. Zira halkın bazısına, küçükte olsa farklı muamele yapmak tüm halkın tepkisine yol açabilir.
 
"Eşrafı olduğum yörenin halkı ile ortak su kullanır ve ortak iş tutarım. Bana başvuran insanların problemlerini, yakınlarım aracılığı ile çözerim. Onlardan aldığım destek ve bağlılık ile yöreyi idare ederim" diyen valilerin taleplerine kulak asmamalısın.
 
Önemli merkezlerin reisliğini isteyen valilerin ve anlaşma yaptığın kimselerin, kabul edilemez isteklerine ve sınırsız iş taleplerine müsaade etmemelisin. Zira bu husus onlara geçim kaynağı olur. Ama sana (devlet hazinesine) bir getirisi olmaz.

Ayrıca dünya ve ahirette bunun yükü senin üzerine alır. Bu yüzden uzak yakın ayırımı yapmadan herkesi hakkı kabule zorlaman, her neye mal olursa olsun özel ve yakın dostlarına da aynı hassasiyeti göstermen gerekir.
 
Allah buyurur ki; "Allah, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah, size böylece güzel öğüt veriyor. Doğrusu Allah işiten ve görendir." (Nisa 58)
 
Bu nedenle reayanın hakkının hukukunu gözet. Umulur ki, işin sonu hayırla biter. Eğer halk senin zalim olduğunu düşünüyorsa, özür dileyerek reayanın su-i zannını ortadan kaldırman gerekir. Eğer bu şekilde özür dileyecek olursan reayanın hakkını vermiş, işleri yoluna koymuş ve devamına kavuşmuş olursun." Sh:760
 
Gurur ve kibir

"Ey Malik! Halkı affettiğin için pişmanlık duymamalısın. Reayaya yaptığın işkence ve zulümden dolayı sevinmemelisin. Yumuşak davranmak ve merhametli olmak varken insanlara öfkelenmek doğru bir davranış olamaz.
 
Bir de sakın! "ben güçlüyüm, emrederim, halk bana itaat eder" deyip halkın üzerine gitmemelisin. Çünkü bu tarz fikirler ve düşünce kalbi bozar, inanç zafiyetine yol açar ve dinin bozulmasına sebep olur. Saltanat hevesinden dolayı övünmemen gerekir. Bir gün bolluk ve hayal olan şeyler ortaya çıktığı zaman, seni ve bütün kainatı yaratan Allah'ın büyüklüğüne bakarak, mekandan münezzeh olan yaratıcının kudretini düşünmelisin.
 
O'na güvenerek kendini gurur bataklığından kurtarmalısın. Zira bu yöndeki yaklaşım hem aşırı hırsını bastırır, hem seni, nefsin öfkesinden uzaklaştırır, hem de kaybolan düşünce yeteneğini geri döndürerek eski haline kavuşturur.
 
Cenab-ı Hakk'ın büyüklüğüne ve kudretine benzemekten korkmalı ve o düşünceden uzak durmalısın. Zira Hak Sübhanehu ve Teala Hazretleri bütün zorbalara gereken dersi verir ve bütün kibirlenenleri ve büyüklük taslayanları perişan eder." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh:760-61)