Tam 103 yıl önce bugün 19 Mayıs 1919'da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş mücadelesinin meşalesini Samsun'da tutuşturdu. Atatürk'ün önderliğinde 100 yıl önce başlayan kurtuluş mücadelesi 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşuyla taçlandı.
19-05-2022
Bugün 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Milletimizin bu büyük bayramı kutlu olsun. Tam 103 yıl önce bugün 19 Mayıs 1919'da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kurtuluş mücadelesinin meşalesini tutuşturmak için Samsun'a ayak basmıştı. Milli Mücadele'nin, Atatürk tarafından dile getirilen hikâyesinin ilk cümlesi, "1919 senesi Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım" diye başlar. Diğer bir deyişle, Mustafa Kemal'in 'Doğum günüm' dediği gün olan 19 Mayıs 1919, emperyalist devletlerin Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmalarına ve Anadolu'yu işgallerine karşılık olarak Türk milletinin Kurtuluş Savaşı'nın fiilen başladığı tarihtir.
19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak milli mücadele bayrağını açıp özgürlük ateşini yakan Mustafa Kemal Atatürk, milletçe tarih sahnesinden silinip, egemenlik ve bağımsızlığımızı tamamen kaybetmemize set çekmiş oldu. Bugün Türkiye Cumhuriyeti var olmasını Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde gerçekleşen bu milli mücadeleye borçlu.
Atatürk liderliğinde yokluklar içerisinde çıkılan yolda, bir taraftan yurdun dört bir yanında işgalcilerle savaşıldı, bir taraftan da içerideki hainlerle mücadele edildi. Samsun'a çıktıktan 11 ay sonra 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açarak Cumhuriyet'in kurulmasına giden yolda çok önemli bir adımın daha atılmasına öncülük edecek olan Mustafa Kemal, hem tek kişi yönetimine son verileceğinin ve egemenliğin Türk milletinin elinde olacağını, hem de milli mücadelenin arkasında topyekün millet iradesinin olduğunu bütün dünyaya göstermiş oldu. Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da başlattığı kurtuluş mücadelesi 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşuyla taçlanmış oldu.
Dönüşü olmayan bir yolculuk
Atatürk'ün 1935 yılında gençliğe armağan ettiği ve "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk'ün 19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul - Samsun yolculuğuna dikkat etmek gerekiyor. Zira Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz'den Orta Anadolu'ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti.
Şişli'deki evinde son gecesini annesi ve kız kardeşiyle geçiren Mustafa Kemal'e Samsun yoluna çıkmadan önce yaveri şöyle der: "Zat-ı devletlerinizin yaverleri olarak refakatinize memur edilmem sebebiyle bahtiyarım Paşa Hazretleri!" Paşa hafifçe gülerek; "Hadi, hazırlığa başla, birkaç güne kadar yola çıkıyoruz" der. "Çok kalacak mısınız Paşam, yoksa teftişi müteakip dönecek misiniz?" diye soran yaverine Paşa'nın cevabı şöyle olur: "Hayır, dönmeyeceğiz çocuk! Validene ve kardeşlerine veda et. Dönmeyeceğiz!"
Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs günü Bandırma Vapuru'yla Galata rıhtımından 'dönüşü olmayan yolculuk' için hareket etti. Mustafa Kemal hariç herkesi hasta eden fırtınalı denizde, uykusuz geceler sonunda İnebolu geçilir ve Sinop Limanı'na varılır. Olumsuz hava koşulları nedeniyle Sinop'tan Samsun'a kara yoluyla gitmenin çareleri araştırılır, ancak alınan yanıt, 'Ne yol var ne vasıta' olunca, Mustafa Kemal arkadaşlarına; 'Çocuklar, bir gecelik daha tehlike var. Onu da atlatabiliriz' der ve vapurla yola devam edilir. Ertesi gün 19 Mayıs 1919'da şafak sökerken, Bandırma Vapuru direğine ordu komutanlığı forsu çekilmiş olarak Samsun Limanı'na girer. Samsun'a doğru yola çıkarken 9. Ordu Müfettişi olarak üniformalı bir asker Mustafa Kemal, Samsun'a ayak bastığı günden birkaç gün sonra artık asker değil, sivil olarak hareket edecektir.
Manzara vahimdi
O günlerde Kars ve Ardahan Ermeniler tarafından işgal edilmişti. Ege ve Akdeniz kıyılarına da düşman yerleşmiş ve 15 Mayıs 1919'da da İzmir Yunan askerlerince işgal edilmişti. Mustafa Kemal Samsun'a çıkışında gördüğü manzara da içler acısıydı. Bu güzel Karadeniz kenti İngiliz işgal kuvvetleri kontrolündeydi. Pontusçu Rumlar silahlı bir şekilde sokaklarda devriye geziyordu. Halk kendisini dahi koruyamayacak durumdaydı. Bu vahim tablo karşısında ziyadesiyle üzülen Mustafa Kemal Atatürk, bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas'ta bir süre ikamet etti. Bu süre zarfında Mustafa Kemal hep derin düşüncelere dalar, odasında Anadolu'daki işgale son verecek planlar üzerinde çalışarak uykusuz sabahladığı oluyordu.
Samsun'a bitkin bir halde gelen Mustafa Kemal Paşa, 26 Mayıs'ta Havza'ya geçerek, ilk Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurarak, milli mücadeleyi örgütlemeye başladı. Aynı günlerde Damat Ferit hükümeti, İstanbul'da Türkiye'yi büyük devletlerin mandası altına koyma planını ilan ederken Mustafa Kemal, Havza'daki vatansever halka;
"Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağım. Bizi öldürmek değil, diri diri mezara sokmak istiyorlar. Şimdi çukurun kenarındayız. Son bir cüret belki bizi kurtarabilir. Zaten başka türlü de olsa geri dönmek imkânı yoktur!" şeklinde konuşuyordu.
Tam 100 yıl önce bugün, 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a ayak basan Mustafa Kemal, milletiyle el ele, gönül gönüle büyük bir milli mücadele vererek, çok değil 3 yıl sonra 9 Eylül 1922'de, işgal kuvvetlerini İzmir'de denize dökerek Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmış oldu.